top of page

ÇAKMA DUVARLAR

Şehirde yüzen duyuru çöplüğünün tipografisi, popüler kültürün görsel klişeleriyle birleşerek, artık kendi başına varolabilen bir bütüne dönüşüyor... Rüküş iletişim diline sahip bu yeni biçim, şehir duvarlarını taklit eden tuvallerde  daha da ağırlaşarak kendi neşeli kaotik estetiğine evriliyor. İlk bakışta edepsiz bir hayatın kahramanları gibi duran bu çakma duvarların sahipleri, aslında ticari dünyanın ehlileşmiş figürleri olarak itildikleri dar alanda gösteriş özgürlüklerini sonuna kadar kullanıyorlar.

KAOS TEORİLERİ

Yakındığımız kaosu bilmeden çoğalttığımız şeylerin kalabalığı ile besliyoruz. Bütün içindeki yerimizi gerçekte ne kadar görebiliyoruz. Hem sorunun bir parçası olup hem onunla nasıl mücadele edebiliriz... Karmaşa derken gerçekten olumsuzladığımız bir durumdan mı, yoksa farkında olmadan alıştığımız, hatta bağımlısı olduğumuz bir gidişattan mı bahsediyoruz? İçinde doğdukları bu karmaşadan başka türlüsünü bilmeyen yeni nesiller için, karmaşa sadece bugünün ve geleceğin olağan bir modeli mi? Yeniden düşünmeliyiz.

KARŞILAŞMALAR
Her afişin, her sesin bir parçasını bir başkasının üzerinde bırakarak, yırtılıp kopartılarak yer değiştirmesi insan hayatındaki geliş-gidişlere benzer. Tesadüfler, birbirine teğet geçen anlık yakınlaşmalar, zorunlu birliktelikler, isteksiz ayrılıklar...

KARANLIĞA GİRİŞ

Benliğin kontrol dışı karanlığında dış dünyayı içgüdülerimizle algılar, varoluşumuzun tepkisel bütün hallerini; kaçarak, saldırarak, korkarak, yok sayarak, abartarak yaşarız... Üst benlik ile bu alan arasında yaşananları görmek mümkün mü...

bottom of page